Ayvalık Tostu

Ayvalık tost ekmeğini ikili grup halinde kesin.Ortasını açıp kaşar peyniri ve sucuk dilimleri yerleştirin.Tost makinasında tostu hazırladıktan sonra makinadan alıp içini açın ve rus salatası,ikiye bölünmüş kornişon turşu,salçalı sosta pişirilmiş sosis ve dilimlenmiş domates ile içini doldurun .

Ayvalık Kültürü

Ayvalık Hakkında Ulaşmak istedikleniriniz Burada...

Ayvalıkta Çekilen Filmler

Sinemamızda yurt sevgisini anlatan güzel filmlerden biri.Ayvalıkta çekilmesi filmi biraz daha ön plana çıkarıyor.

Ayvalıkta Balıkçılık

Ayvalık eşsiz koylara, adalara sahip bir kıyı kenti.Bu kıyı ve adalarda masmavi deniz ve yemyeşil orman insana eşsiz bir huzur verir.

Ayvalık Haberler

Ayvalıkta Meydana Gelen Olaylar.

Sayfada Ara

15 Şubat 2012 Çarşamba

Bizim Zeytinyağlı Ayvalık Yemeklerimiz

Bu kitabı, yıllar süren baskılarına dayanamadığımız değerli okurlarımız ve kitapçıların istekleri doğrultusunda yazdık. Bu konunun yazarlıkla, edebiyatla ilgisi bulunmadığını söyleyerek, karşı çıkmıştık hep.

Şu son görüşleri ise, yazmamıza neden oldu: “Biz alışılmış, sıradan bir yemek kitabı istemiyoruz. Bunlardan biz kitapçılarda, okurun kitaplığında, dünyadan ve Türkiye’den çıkmışları çok var. Zaman zaman romanlarınıza doğallıkla kattığınız yemekler gibi, siz yaparsınız ya da ev halkı yapar, kısacası evinizin zeytinyağlı mutfağını istiyoruz biz! Örneğin kitaplarınızdan dünya âlem biliyor ya, ‘koloçitha’ yı da, ‘balıklı bamya’yı da ‘peynirli kabak’ ı da, ‘Supyalı semizotu’nu ve daha birkaç yemeği ilk tanıtan sizsiniz”.
İşte bu isteklere karşılık olarak, yıllardan sonra, bu alçakgönüllü kitabı oluşturduk. Kitaba “Bizim Zeytinyağlı Ayvalık Yemeklerimiz” ismini vermemizin nedeni de budur. Çünkü bizim, bazen kendi yaptığımız ve kimileyin de yapılmışlarını imrenerek yediklerimizin çoğu, bu kitapta yer alıyor.
Dileriz seversiniz.
Ahmet Yorulmaz
(Kitap Satış Yerleri)
Ayvalık ; Geylan Kitabevi,UNO Pizza (Cunda)
İstanbul; Otto Santral Eyüp, Otto Sofyalı Beyoğlu, Susam Kafe Cihangir,Pandora (Beyoğlu,Kadıköy),Mephisto Kitabevi (Beyoğlu) , Alkım Kitabevi (Kadıköy) , Penguen Kitabevi (Kadıköy)
İzmir; Tepekule A7 Şehir Kulübü, Bayraklı / Baca Kafe Hilton Yanı İzmir, Arma Kitabevi (Alsancak), Yakın Kitabevi (Kıbrısşehitleri Alsancak)

Ayvalık’ta Sokak Tiyatrocuları Belgesel Oldu.


Balıkesir’in Ayvalık ilçesinde; seyir halindeki belediye otobüslerinde, kahvehanelerde, deniz kenarında ki kafeteryalarda, semt pazarlarında, konuk edildikleri evlerde, cadde ve sokaklarda oynadıkları ücretsiz tiyatro oyunlarıyla ülke genelindeki kamuoyunun dikkatlerini üzerinde toplayan Şeref Çetin Tiyatrosu, İstanbul-Beykent Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesinde yüksek lisans tezi olarak hazırlanan bir belgesel filme konu oldu.

Ayvalık’ta çekilen, ‘Şeref Çetin Topluluğu ve Sokak Tiyatrosu’ başlıklı belgesel filme konu olan ekibin oyuncuları, kendilerini anlatan filmde kendilerini canlandırarak, Türkiye ve dünyada şimdiye kadar sokak tiyatrosu hakkında çekilmiş ilk belgesel filmle bir ilki gerçekleştirdiler. İstanbul-Beykent Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Sinema ve Televizyon Bölümünde Master eğitimi gören Hacı Ahmet Habip adlı bir öğrencinin yüksek lisans bitirme tezi olarak yönetmenliğini üstlendiği belgeselin, uzun süren araştırmaların ardından hayata geçtiği öğrenildi.
Ayvalık’ta faaliyet gösteren tiyatro topluluğunun ulusal medya kuruluşlarının gazete ve televizyonlarına konu olan seyir halindeki halk otobüsleri ile gurubun kurduğu Alo Tiyatro adlı telefon sistemiyle evlere davet edilerek oynadıkları oyunların yanı sıra ilçenin cadde ve sokaklarında gerçekleştirdikleri ücretsiz skeçlerden kısa kesitlerin yer aldığı kısa metrajlı belgeselde, ekonomik olumsuzluklarla boğuşan oyuncuların, bin bir güçlük ve tiyatro aşkıyla tiyatroyu izleyicinin ayağına getirebilme çabaları adeta gözler önüne seriliyor.
Dünyadaki sokak tiyatrosunun günümüz tiyatrosuna uyarlanmış halinin belgesel hale getirilmesinin amaçlandığı filmde, Şeref Çetin Tiyatro topluluğunun sergiledikleri sokak gösterimlerinde seyirciyi sıkmadan kısa süren oyunlarla toplumsal mesajları vermesinin vurgulanması ise dikkat çekiyor.
Çektiği belgesel filminle, halkı sosyal sorumluluk projelerinin içine sokabilmek, toplumda farkındalık sağlanması ve bu çalışmaların ücretsiz yapılarak kalıcılığının ve devamlılığının sağlanmasını amaçladığını kaydeden genç yönetmen Hacı Ahmet Habip, “Bu belgesel bir tez projesi olarak ortaya çıktı. Sokak Tiyatrosunun kolları olan Pandomim, Happining, Politik Tiyatro gibi oyunlar haberlere ve filmlere nadirde olsa konu olmuştu. Ancak biz bu çalışmamızda yukarıdaki saydığımız kolların dışında gerçek bir Sokak Tiyatrosunu ele alarak bir ilki gerçekleştirdik” diye konuştu.

Türkiye’de tiyatro denilince akla, salon tiyatrosunun geldiğini ve bu açıdan bakıldığında, toplumsal mesajları en iyi veren sokak tiyatrosu ile salon tiyatrosunun birbirinden ayrılması gerektiğini vurgulayan Hacı Ahmet Habip, daha önce sokak tiyatrosu ile ilgili kitapların yayınlandığına ancak bir sokak tiyatrosunun yalın halde hiç bir belgesele konu olmadığına dikkat çekti. Habip, “Bu perspektifte, Türkiye’de ve dünyada bir ilk olan bu çalışmayla sokak tiyatrosunu en iyi şekilde anlatmaya çalıştık. Bu çalışmayı yaparken de ekip olarak halktan maddi veya manevi hiçbir menfaat gözetmeyen Türkiye’de ki tek ekip olduğunu gözlemlediğimiz Şeref Çetin Tiyatrosu ile bu projeyi gerçekleştirdik. Şeref Çetin Tiyatro Topluluğunun, sokak tiyatrosuna kattıklarının yanı sıra yaptıkları sokak gösterimlerinde halkın anlayacağı üslubu kullanması ve sokak tiyatrosunun bilinen formunun bir gurup tarafından güncellenerek yeniden şekillendirilmesin amacını, gelişimini, görevlerini, içinde barındırdığı duvarlar ve iç dinamiği kısaca sokak tiyatronun yapısını gözler önüne sermeye çalıştık. Ancak yinede zamanın kısıtlı olması nedeniyle belgeselimizi ayrıntılı çekemedik” diyerek, kendisine çekimler süresince destek veren arkadaşı Selim Gül ve iki kamerana teşekkür etmeyi ihmal etmedi.
ŞEREF ÇETİN, “TARİHE GEÇTİK”
Öte yandan, toplumsal sorumluluk olarak gördükleri sokak tiyatrosu ile tiyatro salonlarına çeşitli nedenlerle gelmeyen seyircinin ayağına oyunlarını götürerek, tiyatroyu sevdirmeye çalışan faaliyetlerle tanınan topluluğun kurucusu, oyuncusu ve yönetmeni Şeref Çetin ise, “Bir belgesel filme konu olmak benim ve ekip arkadaşlarım için büyük bir onur oldu. Büyük bir üniversite tarafından akademisyenlerce eğitim malzemesi olacak bu çalışmayla bir anlamda tarihe geçtik. Bu belgesel birçok eğitim kurumu tarafından da eğitici-öğretici bir nitelik taşıyor. Tabi bu tip bir çalışmanın dünyada ve ülkemizde bir ilk olması da bizim bambaşka gurur kaynağıdır. Bir nebze olsun katkımız olabilmişse ne mutlu bize. Bu açıdan ben ve arkadaşlarım çok mutluyuz” diye konuştu.



12 Şubat 2012 Pazar

Tavuk Adası-(St. İoannis/Yoannis )Ayvalık

Ayvalık Körfezi'nde ve Ayvalık Kanalı veyahut DALYAN BOĞAZI (veya DALYAN Geçidi) denilen kanalın civarında ufak bir adadır. Cunda sahilinden rahatlıkla görebilirsiniz. Hatta yüzerek dahi adaya gidilebilir.
     
       Üzerinde bir manastır bulunmaktadır.Manastırın inşa tarihi kesin olarak bilinmemekle beraber Evstratios Drakos kitabında, burada görev yapan rahiplerin görev yaptıkları tarihler göz önünde tutulduğunda, manastırda görev yapan ilk rahip olan Neofitos’ın manastırda göreve başlama tarihi olan 1677 yılından önce yapıldığı anlaşılmaktadır. Ada ve manastır, mübadele döneminde bir kişiye mülk olarak verilmiş, 1948 yılının kasım ayında bir gece kendini bilmez biri tarafından dinamitlenerek tahrip edilmiştir. 

Yine Evstratios Drakos’un kitabında, manastırın 120 odalı olduğu yazılmıştır. Avluda yer alan kilise, bölgede yer alan diğer manastır kiliselerinden farklı olarak daha büyük ve daha farklı bir mimari tarzda inşa edilmişti. Kilisenin inşasında sarımsak taşı ve Pateriça bölgesinden getirilen taşlar kullanılmıştır. Kilise belirli dönemler içerisinde restorasyona tabi tutularak ilaveler yapılmıştır. Manastırın çevresi duvarlarla çevrili olup yapılar, doğu, kuzey ve batı yönlerinde yer almaktadır. Adanın kuzeydoğu yönünde bir su kaynağı vardı. Ayrıca kuzey  (Alibey Adası) yönünde küçük bir iskelesi bulunmaktaydı.

Günümüze, manastırın temel kalıntılarından başka, kilisenin güney ve kuzey duvarlarının çok az bir bölümü ulaşabilmiştir.

9 Şubat 2012 Perşembe

Ayvalık Küçükköy




1462 yılında Fatih Sultan Mehmet, Midilli Adası’nı teslim almış. İşte Küçükköy bu tarihte doğmuş. Ada yeniden korsanlar ve diğerlerinin eline geçmesin diye şimdiki “Küçükköy’ün” olduğu yere de yeniçeriler yerleştirilmiş ve köyün ismi de yeniçeri köyü anlamına gelen “Yeniçarhion” olmuş... Zamanla burada yönetimi Rumlar ele geçirmiş ve onlar da buraya “Küçükköy” demişler.

                                            










Küçükköy’de çoğunluğu 1912’de Karadağ, Sancak ve Saraybosna’dan gelen göçmenler ve bir kısım Midilli Adası’ndan gelen adalılar etnik yapıyı oluşturmakta. Küçükköy’ün içinde 19. yüzyıldan kalma Rum mimarisine ait çok sayıda eser var. Rumlar zamanında burada 3 kilise ve 3 manastır bulunuyordu. Bunlardan şimdi cami olarak kullanılan Aya Athanasiu Kilisesi sapasağlam durmakta.